Yeni ayakkabılar genellikle sert deriye ve henüz esnememiş bir forma sahiptir. Bu yüzden doğrudan tüm gün giymek yerine, evde kısa sürelerle giyerek ayağına alıştır.
Günde 10-15 dakikalık denemeler hem ayakkabının şekil almasını sağlar hem de ayağın uyum sağlar.
Küçük bir tüyo: Ayakkabının vuran kısmına kalın çorap giyip saç kurutma makinesiyle biraz ısı ver. Deri esner, rahatsızlık azalır.
Topuk kısmını vuran ayakkabılar için en etkili çözüm jel topuk pedleridir. Şeffaf oldukları için dışarıdan fark edilmez, ayağın arkasını korur ve sürtünmeyi önler.
Ayrıca parmak uçlarını sıkan modellerde ön taban pedleri de baskıyı azaltır. Özellikle gün boyu ayakta kalanlar için tam kurtarıcıdır.
Terleme, sürtünmeyi artırır ve vurmayı tetikler. Bu yüzden ayakkabının içine biraz bebek pudrası serpiştir ya da ayak deodorantı sık.
Bu yöntem hem kaymayı azaltır hem de kötü kokuların önüne geçer.
Henüz yara olmadan önlem almak en akıllı yöntemdir. Vurma riski olan bölgelere ince yara bandı yapıştır. Özellikle topuk arkası, bilek çevresi ve küçük parmak kenarları kritik noktalardır.
Şeffaf bantlar hem görünmez hem de cildi tahrişten korur.
Bazı ayakkabılar kalıp olarak ayağa tam oturmaz. Bu durumda en kalıcı çözüm, ayakkabıyı profesyonel kalıba sokturmaktır. Özellikle deri ayakkabılarda sonuç mükemmeldir.
Ayakkabıcı birkaç saatlik işlemle dar bölgeleri genişletir ve ayağına özel hale getirir.
Nemlendirici krem: Tahriş olan bölgeye sürüp yumuşat.
Buz kompresi: Şişliği indirir, acıyı hafifletir.
Anti-blister stick: (sürtünme önleyici balm) Ayakkabıyı giymeden önce uygula, görünmez bir koruma kalkanı oluşturur.
Yeni ayakkabını giymek keyifli olmalı, işkence değil! Küçük önlemlerle hem şık görünür hem de rahat hissedersin. Unutma, ayakkabı sana değil, sen ayakkabına hükmetmelisin.
